3 Eylül 2012 Pazartesi

Peynir dolgulu tatlı biber

Bu gördüğünüz Gelibolu'da yerli bir üreticiden bulduğum domates biberi. Sadece şekli sevimli sanmayın, hem sulu hem çok lezzetli. Böyle bir biberi ne şekilde kullanırım derken hem kahvaltıda hem de rakı sofrasında meze olarak sunulabilecek bir seçenek geldi aklıma. Hem kolay hem şık.. Ben böyle bir ürün bulamam derseniz minik dolmalık biberle de yapabilirsiniz.



Biberin tepesini kapak gibi kesip tohumlarını ayıklayın.
İçine basit ve lezzetli peynir dolgusunu çok bastırmadan yerleştirin.

Peynir dolgusu (her bir biber için) :
1 kibrit kutusu beyaz peynir
1 çay kaşığı zeytinyağ
1 çay kaşığı limon suyu
1/2 çay kaşığı pul biber
1/2 çay kaşığı nane

Hepsini çatalla ezip biberin içine doldurun sonra da ister ekmeğe ister rakıya katık edin :)

16 Ağustos 2012 Perşembe

Shortbread cookie

Bu seferki tarif İskoçlardan.. İskoçların geleneksel shortbread kurabiyesi aslında uzak durmamız gereken 3 beyazla yapılıyor ama ben bazen o 3 beyazla samimi olmak istiyorum :)
Bu kıtır kurabiyeye küçük bir tarçın dokunuşu eklendiğinde çok leziz oluyor. Tadı kavrulmuş un helvasını andırdığı için ben bayıldım. Hem yapması kolay hem az malzemeli hem de çok lezzetli.






Malzemeler
225g un
75g şeker
150g tereyağ
1 paket vanilya
1/2 çay kaşığı tarçın

Şeker ve tereyağını robotta yaklaşık 1 dakika çekin, kumsu bir yapıya ulaştığında diğer malzemeleri ekleyin.
Elinizle 3-4 dakika yoğurun, elinizin sıcağıyla hamur yumuşayacak ve toparlanacak. Hamur yumuşak bir hale geldiğinde unlu tezgahta 1 cm kalınlığında açın ve bıçakla 2cm x 2cm ölçüsünde kareler kesin. Yaklaşık 50 kareniz olacak.
Üstlerini çatalla delin ve 180 C fırında 15 dakika pişirin.

Kalori hesabından uzak durduğunuz bir günde denemenizi ve çok beğendiyseniz tarifi 5 saniye içinde imha etmenizi öneririm aksi takdirde bağımlılık yapabilir :))

9 Ağustos 2012 Perşembe

Domatesli ekmeküstü

Akşam üstü denizden aç dönenlere, yazın hafif birşeyler yemek istiyorum diyenlere tam da domates mevsiminde süper bir atıştırmalık yaptım. Önce 5 yaşındaki oğlumda denedim, tepkisi şu oldu: "Anne her gün bundan yapar mısın". Küçük gurmemden onay alınca sizinle de paylaşmaya karar verdim :)




2 iri olgun domates
1 diş sarımsak
2 yemek kaşığı zeytinyağı
3 yaprak fesleğen
1 tatlı kaşığı sirke
1 kesme şeker
Tuz, karabiber

Zeytinyağını tavada ısıtıp küçük küp doğranmış domatesleri ve ezilmiş 1 diş sarımsağı ekleyin.
Sirke, şeker, tuz, karabiberi de ekleyip tavada çevirmeye devam edin.
Domatesler fazla pişmemeli, ısırdığınızda dişe gelmeli.
Piştikten sonra ince kıydığınız fesleğeni ekleyin.
Karışımı kızarmış ve üzerine 1 çay kaşığı zeytinyağı gezdirilmiş ekmek dilimlerinin üstüne yerleştirin.

Afiyet olsun...

3 Ağustos 2012 Cuma

Yaz tatlısı

Yaz hali, meyveler bereketli, çeşitli, her gördüğüm meyveden alıyorum ama tüketemeyince çöpe gitmelerine de üzülüyorum. Dolabın kuytu köşelerine saklanmış kayısı ve şeftalileri yakaladım ve onlardan hem kolay hem de hafif bir tatlı yaptım. Siz de istediğiniz meyveleri bu tarife uygulayabilirsiniz.



Meyve karışımı:
3 şeftali
4 kayısı
3 çorba kaşığı şeker
Tarçın

Hepsini bir tencerede pişirin. Ben meyveleri parçalı bıraktım, isterseniz blenderdan geçirip püre yapabilirsiniz.

Puding:
1/2 lt süt
1 çorba kaşığı un
1/2 çorba kaşığı nişasta
3 çorba kaşığı şeker
Muskat

Devamlı karıştırarak pişirin, boza kıvamına gelince tamamdır.

25 cm x 15 cm bir kaba bir kat petibör dizip üzerine puding ve meyveli karışımı dökün. Aynı işlemi birer kat daha tekrarlayın, buzdolabında soğumaya bırakın.
Sıcaktan bunaldığınızda da serin serin afiyetle yeyin..





27 Temmuz 2012 Cuma

Top top limonata...



Malum havalar yakıcı, yemekten çok insan devamlı soğuk bişeyler içmek istiyor...Klasik bir lezzet olsun, ev yapımı olsun ama çok uğraştırmasın bir de çooookk lezzetli olsun deyince ortaya işte bu top limonatalar çıktı.
Bu sefer gram gram tarif vermeyeceğim çünkü şeker oranını herkes kendi damak tadına göre ayarlasın istedim. Şekerle ilgili püf noktası : Buz kalıplarına doldurmadan önce tadına baktığınızda şeker boğazınızı biraz yakmalı, servis sırasında su eklediğinizde tat tam yerini bulacak.

Ben 7 limondan yaptım, herbir limonu dikine 6 dilime bölüp toplam 42 dilim elde ettim.
Bir kaba tek sıra dizdiğim limon dilimlerinin üstüne tozşeker döktüm. 
1 kat limon ve 1 kat şeker şeklinde devam ederek tüm limon dilimlerini dizdim, en üste yine şeker döktüm.
Bir gece buzdolabında beklettim.
Limonlar epeyce su salmıştı, dilimleri sıktım, iyice karıştırdım , buz poşetine döktüm ve dondurdum.Toplam 56 top donmuş konsantre limonatam oldu.
Servis sırasında her bardağa 4 top koyup üstüne soğuk su ekledim ve içine de fesleğen yaprakları koydum, isterseniz siz nane ekleyin.
Canınız her limonata istediğinde buzluktan 4 küp çıkarın, üstüne soğuk suyu ekleyip karıştırın, bu sıcaklarda afiyetle için :))


29 Haziran 2012 Cuma

Geliyorum !!!

Bu kadar ara verince boş durduğumu sandıysanız yanıldınız :) Yeni tarifler ve yeni tatlarla dönüyorum... Çok yakında :)))

8 Şubat 2012 Çarşamba

Sebze çorbasıymış gibi yapan mercimek çorbası :)

Bu aralar en çok tükettiğimiz yemek çorba.. Hem doyurucu hem lezzetli..Klasik çorbaları sıraya koyup hep tur döndürmek yerine çorbalara farklı tatlar ve dokunuşlar eklemek istedim. Sonuçta sebze çorbasıymış gibi yapan bir mercimek çorbası çıktı ortaya. Rengi yeşil, sebze aroması yoğun ama aynı zamanda mercimek tadı da bırakıyor damakta. Daha leziz ve besleyici olsun diye biraz da süt eklediniz mi tadı tavan yapıyor. Ayrıca süslemek için üzerine koyduğum 1 tutam file badem hem farklı bir lezzet hem de kıtırtı verdi. Farklı bir tarif denemek isterseniz buyrun burdan yakın :)

Sebze çorbası kılığında mercimek çorbası
(6 kişilik)

1/2 su bardağı yeşil mercimek
1/2 su bardağı kırmızı mercimek
1 büyük tutam kereviz yaprağı (isterseniz yumruk kadar bir kerevizin 1/4ünü de koyabilirsiniz)
1 sap pırasa
2 küçük havuç
2 çorba kaşığı zeytinyağ
1/2 bardak süt
6 tutam file badem

Süt ve badem hariç tüm malzemeyi tencereye koyup yağda çevirin ve üstünü örtecek kadar su ile pişirin.
Tüm malzeme piştikten sonra el blenderı ile çorbayı pürüzsüz hale getirin.
Sütü ekleyin ve istediğiniz kıvama gelene kadar sıcak su ekleyin.
Servis sırasında file bademle süsleyin.
Afiyet olsun :)

31 Ocak 2012 Salı

Kış içeceği

Dışarıda lapa lapa kar yağıyor, canımız sıcak bir şey içmek istedi. Sahlep içsek dedik evde sahlep yok, boza içsek dedik leblebi yok, e böyle karlı bir akşam da sıcak bir içecek olmadan geçmez.. Acil bir çözüm bulmalı, ne yapmalı...Hemen dolaba koşmalı, eldekilerden bir çay icad edilmeli, öyle bir icat olmalı ki evdeki çocuklar bile içebilmeli, kolay ve hızlı hazırlanmalı, lezzetli ve sağlıklı olmalı :)





Meyveli Kış Çayı

1 tutam karanfil
1 kabuk tarçın
1/4 portakal kabuğu
1 avuç kurutulmuş vişne (bende vardı, sizde yoksa elma kabuğu da koyabilirsiniz)
1/2 litre su

Tüm malzemeleri küçük bir tencereye veya çaydanlığa koyup 15-20 dakika kadar kaynatın, servis sırasında istediğiniz kadar şekerle tatlandırabilirsiniz. Çay bittikten sonra dibinde kalan vişneleri yemeyi unutmayın :)
Afiyet olsun..

27 Ocak 2012 Cuma

Zeytinyağlı şık kereviz...

Madem eni konu kıştayız ben de bir kış klasiği pişireyim dedim.
Bu sefer, sivri tadını herkes sevmese de küçük dokunuşlarla çok lezzetli bir hale gelen kereviz beyi misafir ettim mutfağıma. Tadını yumuşatmak için ister içine patates katın, ister baharatlarla pişirin, isterseniz de limon suyu yerine portakal suyu kullanın. Ben hepsini birden yaptım, kereviz beyi önce pişirdim, sonra da bir güzel süsledim. Bakalım siz de beğenecek misiniz :)

Zeytinyağlı Şık Kereviz (6 kişilik)

1 orta boy kereviz
3 orta boy patates
1 soğan
1 portakal
1 tutam  rezene (tane)
3 yemek kaşığı zeytinyağ
1 yemek kaşığı un
Tuz, karabiber

Soğanı acı kokusu çıkana kadar zeytinyağ ile tencerede çeviriyoruz.
Kerevizi ekleyip 1-2 dakika çeviriyoruz, patatesi de ekliyoruz ve çeviriyoruz.
1 portakalı enine ikiye kesip içini çıkarıyoruz (kabuklar sunum için lazım olacak) suyunu tencereye ekliyoruz.
Rezene, tuz, karabiber, unu ekleyip karıştırıyoruz ve üzerini kaplayacak kadar su ekliyoruz.
Orta ateşte pişiriyoruz. 
Soğuduktan sonra ince kıyılmış kereviz yapraklarını ekliyoruz.
Portakal kabuğunun içini kerevizle dolduruyoruz.
Sonra da afiyetle yiyoruz !!!


24 Ocak 2012 Salı

İşte size kış salatası..

Bu kadar tanışma, kaynaşma yeter.. Geçelim artık tariflere..
Klasik şeylerden pek hoşlanmıyorum, en bilindik tencere yemeğine bile farklı bir şey eklemezsem çatlıyorum.
Kışa uygun, karışık, lezzetli, besleyici ve doyurucu bir salatayla başlamak istedim. Bence bir salatanın güzel olması için farklı tatları, dokuları ve renkleri bir arada bulundurması gerek, bence bu salata tam olarak bu özellikleri taşıyor. İster ana yemek yanına ister başlı başına bir öğün olarak tüketebilirsiniz. Genel olarak yumuşak tatlar hakim olduğu için ben balzamik sirkeyi bolca kullandım.




"İçinde bi ben yokum" salatası
1 su bardağı haşlanmış kuru fasülye
1 su bardağı haşlanmış nohut
1 su bardağı Meksika fasülyesi
1/2 su bardağı mısır
1/2 demet taze soğan
1/2 demet maydanoz
1/2 demet dereotu
1 adet kırmızı biber
7-8 adet salatalık turşusu
1 limon
2 çorba kaşığı zeytinyağı
2 çorba kaşığı balzamik sirke
Tuz, karabiber

17 Ocak 2012 Salı

Kuzucuklarım :)





Dedim ya eğitmen şeflik de yapıyorum diye, en zevklisi çocuklara pizza dersi vermek.
Oyunla karışık pizza yapıp beraber pişiriyor sonra da yiyoruz. Her defasında 20-25 çocuğum oluyor, genellikle 7-11 yaş grubu .. Nasıl tatlı nasıl şeker nasıl da uyanıklar :)
Önce beraber hamur yapıyoruz, güzelce yoğurup toplar haline getiriyoruz, sonra bir hokus pokuuuus..
Onların yaptığı minik hamur topları kocaman oluyor birden..
Saf küçükler  "aaaa nasıl olduuuu, hokus pokus gerçekmiiişşş" diyor, uyanık büyükler "haaayyyııırrr hokus pokus yoookkk, naaptıın hamurlaraaa" diyor. Benim için de her ders yeni bir eğlence oluyor. Yaşasın tatlı, saf, temiz, minik kuzucuklar :)

12 Ocak 2012 Perşembe

Hoş geldim sefa geldim :)

Daha çocukken bile benim için en güzel zaman annemin yanında mutfakta geçirdiğim zamandı. Bıkıp usanmadan annemin yemek yapışını seyreder ve ben de bir şeyler yapmaya heveslenirdim. Bir defasında evde herkes uyurken kurabiye yapmaya çalışıp tüm evi un, yağ , şekere bulamış ve annem tarafından sokakta oynamaya sepetlenmiştim.  Annemin çıldırıp beni ayak altından uzaklaştırma çabaları bile mutfaktan soğutamadı beni :)
Belki de abimin, sırf beni üzmemek için yaptığım o berbat kurabiyeleri büyük bir iştahla yemesi daha da çok kendime güvenmemi sağladı :)

En büyük hayalim Saint Joseph’ten mezun olduktan sonra Le Cordon Bleu’ye devam edip aşçı olmaktı. O zaman cesaret edip düşemedim hayalimin peşine, ne de olsa beni beyaz önlük içinde görmeyi hayal eden babama işletme okuyacağımı söylemek bile üzücü olmuştu benim için. Üniversiteyi bitirip uluslararası şirketlerde 7 yıl boyunca ürün müdürlüğü yaptım ama hayalim hep kalbimin bir köşesindeydi. Kurumsal hayattan çok bunaldığım bir dönemde okuduğum bir kitapta “kısa meditasyonlar yapın, kendinizi sizi en mutlu eden görüntünün içinde hayal edin” önerisini okuduktan sonra beni en çok mutlu eden görüntüyü buldum; kocaman bir kesme tahtasının başında mantar ile sarı ve kırmızı biber doğruyordum. Hayalimi daha fazla ertelemeyecektim, aşçılık okuluna gitmeye karar verdim ve Mutfak Sanatları Akademisi’nde profesyonel aşçılık programını tamamladım. Ardından Ataköy Sheraton’da stajımı yaptım ve girdiğim sınavlar sonucunda hem Milli Eğitim Bakanlığı Aşçılık diplomasını hem de tüm dünyada geçerli olan City & Guilds diplomasını aldım. Ardından kendi internet sitemi, www.misafirgeliyor.com 'u açtım, hem sitem üzerinden yemek satıyorum hem de eğitmen şeflik yapıyorum. 

Şimdi de yeni tarifleri, denediğim reçeteleri burada paylaşıyorum.

Tenceremiz bereketli, lezzetimiz bol olsun :)


Haaa bu arada, üzgünüm baba, hayalini eksik kurmuşsun, beyaz önlüğün yanında stetoskopu da hayal etmeliydin :)